Ceza mahkemesi kararlarına konu olan hukuka aykırı davranışlar neticesinde tazminat sorumluluğuna gidilebilmektedir. Bu durumda tazminat talebine konu haksız fiillerle ilgili olarak ceza mahkemesi kararlarının hukuk hâkimini bağlayıcı olup olmaması gündeme gelmektedir.
6098 sayılı TBK’nın 74. maddesine göre:
“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz.”
Maddeden de anlaşılacağı üzere ceza mahkemesi tarafından verilen bir karar kural olarak hukuk mahkemesi için kesin hüküm teşkil etmemektedir. Buna istisna olacak tek karar ise sahtecilik yönünden ceza mahkemesi tarafından verilmiş bir mahkûmiyet kararıdır.
Her ne kadar yasa koyucu tarafından hukuk hâkimine bağımsızlık alanı verilmişse de hukuk hâkiminin ceza mahkemesi kararlarını belli kıstaslarda dikkate alması durumu söz konusudur. Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesinde “kesin delil” sayılacağına ilişkin durumlar şöyle sıralanabilir:
- Kesin mahkûmiyet kararları
- Suçun sanık tarafından işlenmediğine ilişkin kesin aklama kararları
- Eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olgular
Bir suçun işlendiği ceza mahkemesi tarafından kesin olarak saptanmışsa bu artık hukuk hâkimini bağlar.
Örneğin mala zarar verme suçunun sanık tarafından işlendiğinin sabit olması halinde ceza mahkemesi tarafından sanık hakkında CMK madde 223/5’e göre mahkûmiyet kararı verilir. Bu durumda artık hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin belli bir olguyu saptayan mahkûmiyet kararını tartışma konusu yapamaz.
Ceza mahkemesi tarafından verilen suçun sanık tarafından işlenmediğine ilişkin kesin beraat kararı hukuk hâkimini bağlar.
Örneğin mala zarar verme suçunun sanık tarafından işlenmediği kesin olarak sabit ise ceza mahkemesi CMK madde 223/2-b gereğince beraat kararı verecek ve bu karar da tıpkı kesin mahkûmiyet kararında olduğu gibi hukuk hâkimi için bağlayıcı olacaktır. Bu durumda da hukuk mahkemesi ceza mahkemesi kararından bağımsız olarak kusur sorumluluğu tespitine giderek değerlendirme yapamayacaktır.
Bununla birlikte ceza mahkemesi tarafından verilen mahkûmiyet kararının kusura ilişkin tespiti hukuk hâkimi için kesin delil oluşturmayacaktır. Hukuk hâkimi ceza mahkemesince yapılan kusurun değerlendirmesi ve tespiti ile bağlı değildir. Ceza hukukunda özel olarak düzenlenmesi gereken ve taksirle işlenen suçlar hariç olmak üzere asıl kusur çeşidi kast olup suç kast ile işlenmektedir. Ancak hukuk mahkemesinde sorumluluk, kast ve ihmal ya da özel düzenleme hallerinde (kusursuz sorumluluk vd.) gündeme gelmektedir. Ceza mahkemesinde yaptırım için kusurun maddi olarak varlığı yeterli iken hukuk mahkemesinde kusurun türü ve oranı sorumluluk kapsamını ve miktarını belirlemede başlıca kıstastır.
Hukuk hâkiminin buradaki kusur tespiti sınırsız değildir. Yine ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararına konu kanıtlar, illiyet bağı ve maddi olgular hukuk hâkimini bağlayacaktır. Ancak buradaki bağımsızlık TBK madde 74/2’ye göredir. İkinci fıkraya göre hukuk hâkimi kusurun oranı ve zararın miktarı yönünden yapacağı değerlendirmede bağımsızdır.
Son olarak ceza mahkemesinin delil yetersizliğine dayanan aklama (beraat) kararı ise hukuk hâkimini bağlamamaktadır.
Örneğin mala zarar verme eyleminin bu kez sanık tarafından işlendiğinin delil yetersizliği nedeniyle sabit olmaması durumunda sanık hakkında ceza mahkemesi tarafından CMK madde 223/2-e’ye göre beraat kararı verilmektedir. Bu durumda somut olayla ilgili olarak ceza mahkemesi eylemin işlendiğini veya somut olayın varlığını delillerle kesin olarak tespit edememektir. Bu nedenle hukuk hâkimi ceza mahkemesinin kararıyla bağlı olmayacak ve yapılacak tahkikat sonucunda haksız fiil için yeterli gördüğü kusur değerlendirmesine göre kişi hakkında sorumluluk gündeme gelecektir.
Av. Mustafa Aydın
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın