Çocuğun malvarlığı, velayet altında bulunduğu sürece velayete sahip ana ve babası tarafından yönetilecektir. Ancak ana ve babanın çocuğun mallarının yönetilmesindeki hakları sınırsız olmayıp Kanun çerçevesinde gerçekleşecektir. Bu yazımızda çocuğun mallarının yönetimi, kullanımı, harcanması ile korunmasından bahsedeceğiz.
Çocuk, mallarını ne şekilde kazanır?
Bir kişinin malvarlığına sahip olabilmesi için hak ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Hak ehliyeti bir kişinin haklara ve borçlara sahip olabilme ehliyetidir. Çocuk, hak ehliyetine sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan itibaren hak kazanır. O halde, hak ehliyetine sahip çocuk, ana ve babasından ayrı ve bağımsız bir malvarlığına sahip olabilecektir.
Çocuk malları neleri kapsar?
Çocuk, mallarını ölüme bağlı ve sağlar arası işlemler vasıtasıyla farklı şekillerde kazanabilir. Çocuğun hak kazanabileceği mallara örnek olarak aşağıdaki durumları gösterebiliriz.
- Çocuğun kendisine intikal eden miras
- Kendi lehine yapılan ölüme bağlı bir tasarruf ve sağlar arası bağışlamalar
- Kişiliğe yönelik hukuka aykırı bir fiilden doğan tazminat alacağı
- Sigorta alacağı
- Destekten yoksun kalma tazminatı
- Çocuğa ana ve babası veya üçüncü kişiler tarafından yapılan bağışlamalar
- Çocuk lehine bankaya yatırılan paralar
- Çocuğun kendi çalışması sonucu elde ettiği kişisel kazancı ve ana ve babanın evlilik içerisinde çocuğun bakımını karşılama yükümlülüğü
- Çocuk adına talep edilen iştirak nafakası
- Çocuğun üst soyundan ve kardeşlerinden talep edebileceği yardım nafakası
- Yasal temsilci tarafından çocuk adına yapılan kazandırıcı işlemler
Çocuk mallarının yönetilmesi ne şekilde olacaktır?
Çocuk mallarının yönetim hakkı, velayet hakkına sıkı sıkıya bağlıdır. Bu sebeple, ana ve baba velayet hakkına sahip değilse çocuk mallarını yönetemeyecektir.
Ergin çocuğun kısıtlanıp velayet altında bırakılması halinde ise bu çocuklarla ilgili olarak velayete ilişkin hükümler uygulanacaktır. Veli, kural olarak velayetleri devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdür.
Ana ve baba, velayetleri devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve aynı zamanda bununla yükümlüdürler; kural olarak hesap ve güvence de vermezler. Ana ve babanın yönetim hakkı; çocuğun doğum anında sahip olduğu ve sonradan kazanacağı bütün mallarını kapsar ve ana-baba çocuğun mallarını yönetirken hâkimden izin almak zorunda değildir. Ancak ana ve babanın yükümlülüklerini yerine getirmedikleri durumlarda hâkim müdahale edebilecektir.
Ana ve baba, çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermezlerse hâkim, malların korunması için uygun önlemleri alır. Hâkim, özellikle malların yönetimi konusunda talimat verebilir; belirli zamanlarda verilen bilgi ve hesabı yeterli görmezse, malların tevdi edilmesine veya güvence gösterilmesine karar verebilir. Çocuğun mallarının tehlikeye düşmesi başka bir şekilde önlenemiyorsa hâkim, yönetimin bir kayyıma devredilmesine de karar verebilir. Belirtelim ki, ana ve babanın çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermemeleri durumu mevcut olmadıkça; hâkim, çocuk mallarının korunması konusunda ana ve babanın yönetme hakkına müdahale edemez, bu sonucu doğuracak bir karar veremez.
Çocuk mallarının yönetimi konusunda çocuğun düşüncelerine ne ölçüde değer verilir?
Türk Medeni Kanunu madde 339/3 uyarınca, çocuğun olgunluğu ölçüsünde kendi hayatını düzenleme yetkisi bulunmaktadır. Bu kapsamda ana ve baba önemli hususlarda, çocuğun yaşı ve olgunluğu elverdiği müddetçe düşüncelerine değer vermelidir. Fakat belirtmek isteriz ki, ana ve baba asıl olarak çocuğun menfaatini düşünmek zorunda oldukları için çocuğun düşüncelerine aykırı ve fakat çocuk için yararlı olacak işlemleri yapabilir. Ayrıca çocuğun menfaatine olmayacak bir işlemin çocuğun isteği üzerine yapılması durumunda da ana ve baba sorumluluktan kurtulamayacaktır. Ayrıca çocuk ile ana ve babanın menfaatlerinin çatışması halinde çocuğa bir kayyım atanması gerekeceğini de belirtiriz.
Ana ve babanın yönetim hakkının dışında kalan çocuk malları nelerdir?
Türk Medeni Kanunu madde 357-359 uyarınca, çocuğun ana ve babasının yönetim hakkı dışında kalan serbest mallarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
- Ana ve baba, faiz getiren yatırım veya tasarruf hesabı açılmak üzere ya da açıkça ana ve babanın kullanmaması koşuluyla çocuğa yapılan kazandırmaların gelirleri
- Ölüme bağlı tasarruf yoluyla çocuğun saklı payı ana ve babanın yönetimi dışında bırakılmışsa
- Çocuğa meslek ve sanat icra etmesi için verilen mal ve kişisel kazançlar
Ana ve babanın çocuk malları üzerindeki sorumluluğu nedir?
Çocuk mallarının yönetimi konusunda ana ve babanın vekil gibi sorumlu olacağı bu sebeple de yönetimin sona ermesi halinde vekâlet hükümlerinin uygulanabileceğini söyleyebiliriz. Vekilin özen yükümü objektif bir özen yükümlülüğü olup, ortalama bir ana/babanın zihinsel, fiziksel, ruhsal ve ahlaksal açıdan uygun davranışlarda bulunması olarak tanımlayabiliriz. Ana ve baba çocuk mallarının yönetimi hususunda “çocuğun menfaatini” gözetmek zorundadırlar. Aksi takdirde hâkim çocuğun mallarını ana ve babanın elinden alabilecektir.
Kanun uyarınca ana ve baba çocuğun mallarını harcayamamakla birlikte dürüstlük kuralına uygun olarak başkasına devrettikleri malların yerine sadece aldıkları karşılığı geri vermekle yükümlüdürler. Ayrıca ana ve baba, kanuna uygun olarak çocuk veya aile için yaptıkları harcamalardan dolayı tazminatla yükümlü tutulmamışlardır. Ana ve babanın kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı şekilde çocuğun mallarını harcaması halinde tazminat ile yükümlü olacağını belirtiriz.
Ana ve babanın çocuk malları üzerindeki yönetim hakkı ne zaman sona erer?
Çocuk mallarını yönetme hakkı, kural olarak, ana ve babanın velayet haklarının sona ermesi veya yönetimin her ikisinden alınması ile sona erer. Bu durumda çocuk mallarını yönetme hakkı, ergin olan çocuğa veya çocuğun vesayet altına alınması halinde vasisine devredilir. Bununla birlikte belirli bir işin görülmesi söz konusu ise kayyıma verilecektir.
Ana ve babanın çocuk malları üzerindeki özen yükümlülüğü nedir?
Ana ve baba, çocuğun mallarında meydana gelen zarardan sorumlu olmadıklarını ispatla mükelleftir. Ana ve baba meydana gelen zararda kusuru olmadığını ve çocuğun mallarını özenle yönettiklerini ispat etmelidirler. Aksi takdirde, ana ve baba, çocuk mallarının yönetimi ile ilgili olarak sadece kasıtlı davranışlardan değil aynı zamanda ihmallerinden de sorumludurlar.
Ana ve babadan her biri çocuğun mallarının yönetiminde kendisinden beklenilen gerekli özen yükümünü yerine getirdiğini ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. Aksi takdirde ana ve baba çocuk mallarında oluşan zarardan müteselsilsen sorumludurlar.
Çocuk mallarının kullanılması ne şekilde gerçekleşir?
Ana ve baba, kusurları sebebiyle velayetleri kaldırılmadıkça çocuk mallarını kullanabilirler. Ana ve babanın çocuk mallarını kullanırken özenli davranmaları gerekmektedir. Bu kapsamda çocuğun mallarında meydana gelen olağan yıpranmalardan da sorumlu olmazlar.
Ana ve babanın çocuğun mallarının gerek kullanılması gerek yönetiminden vazgeçmeleri veya bir başkasına devretmeleri mümkün değildir.
Ana ve babanın kusuru olmaksızın velayetin kaldırılması halinde dahi çocuğa ait malların kullanılması mümkündür. Burada bahsi geçen kusursuzluk hali ana ve babanın malul olması, akli dengesini kaybetmesi gibi durumlar olup, ana ve babanın kusurları dolayısıyla velayetin kaldırılması halinde çocuğun mallarını kullanamayacaklardır.
Çocuk mallarının kullanılmasındaki ölçüt nedir?
Ana ve baba, çocuğun mallarını kullanırlarken hakkaniyete uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Aksi halde hâkim, ana ve babanın kullanım hakkına müdahale eder.
Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hâkim, ana ve babaya, belirlediği miktarlarda çocuğun mallarına başvurma yetkisi tanıyabilir. Bu hallere örnek olarak; ana ve babanın kendi gelirleriyle çocuğun giderlerini karşılayamadığı haller ile çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda ortaya olağandışı ihtiyaçlar çıkmışsa velayet hakkına sahip ana ve baba yönetim yetkileri çerçevesinde, çocuğun mallarında serbestçe tasarruf edebilirler. Bu durumda hâkimden izin alınmasına gerek yoktur. Buna göre, ana ve baba, “dürüstlük kuralına uygun olarak” başkasına devrettikleri malların yerine sadece aldıkları karşılığı geri vermekle yükümlüdürler. Ancak belirtelim ki vasilik halinde çocuğun mallarının satılmasında hâkimden izin alma zorunluluğu bulunmaktadır.
Çocuk mallarının kullanılması ne şekilde sona erer?
Çocuğun, ana ve babanın ölümü, gaipliğine karar verilmesi, çocuğun ergin olması ana ve babanın kullanma hakkını kendiliğinden sona erdirir. Bunların yanı sıra, ana ve babadan birinin ölümü halinde, sağ kalan taraf, münhasıran kullanım hakkına sahip olur.
Çocuk mallarının harcanması ne şekilde gerçekleşir?
Ana ve babanın çocuk malları üzerinde kullanım hakkı olmakla birlikte, çocuk mallarından yararlanma yetkisi bulunmamaktadır. Bu sebeple ana ve baba, çocuk mallarının gelirlerini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için; sonrasında ancak hakkaniyete uyduğu ölçüde aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanabilir.
Çocuk mallarının korunması ne şekilde gerçekleşir?
Çocuğun mallarının tehlikeye düşmesi başka bir şekilde önlenemiyorsa hâkim, yönetimin bir kayyıma devredilmesine karar verebilir. Kayyım atanması durumunda, ana ve babanın çocuk malları üzerindeki yönetim hakkı sona erer, çocuğun malları kayyım tarafından yönetilir.
Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin davalarda görevli mahkeme neresidir?
Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya aile mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Yetkili mahkeme ise çocuğun ikametgâh adresi olacaktır.
Ana ve babanın her ikisinin ölümü halinde aile mahkemesinin görev alanına giren bir düzenleme bulunmadığından görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olacaktır.
Av. Melisa Zeynep Uzunlar
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın