Meşhur kavram “Küreselleşme” ile artık hayatımız ve hayata bakışımız çok değişti. Küreselleşme ve teknolojik gelişmeler dünyayı çok küçülttü. Bununla beraber hiçbir şirketin istemeyeceği skandallar da daha bilinir hale geldi.
Yaşanan skandalları iflaslar, satışların azalması ve buna bağlı kâr kayıpları, hukuk ve vergi düzenlemelerine aykırılıktan kaynaklı cezalar, hisse senetlerinde milyar dolarlarla ifade edilen değer düşüşleri izledi. Ayrıca kaybedilen itibarın ve müşterilerin geri kazanımı için yapılan büyük bütçeli harcamalar da kaçınılmaz hale geldi.
Özellikle 1990’lı yıllardan sonra ise “İş Etiği & Sürdürülebilirlik” kavramları gündemde çok üst sıralarda yer almaya başladı. Ortaya çıkan skandallarla birlikte azalan kaynaklar, artan rekabet, paydaş ve sivil toplum baskısı, değişen ve şeffaflık yönünde gelişen mevzuatın da etkisi ile etik, yönetimin iş yapış biçimlerinin ve şirket kültürlerinin en önemli yapı taşı haline geldi.
Artık bir şeyleri farklı yapma zamanı
Özellikle gelişmiş toplumlarda hayatı yorumlayışımız da daha rafine hale gelmekte ve insanın özüne dokunan işler yapma eğilimimiz artmaktadır. En temel ilkenin “İnsan”ı ve “İnsan Onuru”nu korumak olduğu söylenebilir. Nitekim son dönemlerde yapılan çalışmaların temelinin de bu olduğu gözlemlenmektedir. Kısacası, aslolan insandır.
Bu değişim, kişisel çabalarda kendini gösterdiği gibi şirketlerin de bu konuda büyük adımlar atmasında ve iş yapış şekillerini değiştirmesinde önemli ivme olmuştur. Sorumlu şirket kavramı ve sürdürülebilirlik politikaları ile birlikte üretim, pazarlama, satış ve satış sonrası aşamalarının tümünde sorumluluk üstlenilmesi ve etik kodların ön planda olması ciddi bir ihtiyaç haline geldi. Yapılan uluslararası çalışmalar, başarılı iş sonuçlarının şirketlerdeki her türlü yolsuzlukla mücadele ve iş etiği & sürdürülebilirlik konularında ortak bir dil, kültür hatta mevzuat geliştirme sonucu elde edilebileceğini de somut bir şekilde göstermiştir.
Bu kapsamda şirketler müşterilerine, topluma ve çevreye, yüksek teknolojik gelişmeyi de dahil ederek üretim yapmayı, uluslararası teknik ve kalite standartlarına uygun, sağlıklı, güvenilir, rekabetçi ve fark yaratan iş sonuçlarına ulaşmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda çevreye ve topluma karşı sorumlu iş yapış uygulamalarını takip etmek önemli bir misyon haline gelmiştir. Nitekim kendini toplumsal olaylara ve çevreye karşı duyarlı ve sorumlu hisseden “sorumlu şirketler” öncelikle fayda – maliyet dengesi sağlayarak, sürdürülebilirlik ilkesi gözetilerek üretilmiş, atık yönetimi etkin, geri dönüşümü yüksek ürün ve servisleri üretmek zorundadır.
Sürdürülebilirlik, üretimin ve çeşitliliğin devamı sağlanırken insanlık yaşamının daimî kılınabilmesidir. En iyi anlamıyla kendi ihtiyaçlarımızı, gelecek kuşakların ihtiyaçlarından ödün vermeden karşılayabilmektir. Gelecek kuşaklara ekonomik, ekolojik ve aynı zamanda sosyal koşulları devam ettirilebilen bir dünya bırakmak için kullanılır. Sürdürülebilirlik ekonomi, toplum ve ekoloji ile bağlantılıdır ve bir farkındalığı temsil eder. Hem toplumsal hem de bireysel olarak bir hedefi belirtir. Amaç, bu hedefi yerine getirmektir. Sürdürülebilirlik politikaları ile ekonomik ve sosyal gelişime katkı sağlayacak çabaları desteklemekte ve toplumu ilgilendiren meselelere karşı duyarlı olunmaktadır.
İş etiği ise şirket kültürü haline gelmesi, içselleştirilmesi, yönetilmesi ve şirketin tüm fonksiyonlarına entegre edilebilmesi ile özellikle itibar ve marka değeri gibi gayri maddi varlıkların artmasının ardındaki ana itici güç olarak karşımıza çıkmaktadır.
İş etiğinin ve etkin etik yönetiminin şirket verimliliğine katkısına dair birçok araştırma yapılmıştır. Yapılan çalışmalar iş etiğine uygun davranışların şirketlere doğrudan faydalarını ve aynı zamanda etik dışı davranışların önlenmesi ve etik risklerinin yönetilmesi sonrası yaratılan katma değerlerin ve dolaylı faydaların önemini ortaya koymaktadır. Artık şirketler bu gerçeği göz önüne almak zorundadır.
İş etiğinin doğrudan ve dolaylı faydaları ve şirketlere yapmış olduğu katkılar; güçlü bir şirket itibarının inşa edilmesi, tüm paydaşlara uzanan bir etik kültürün oluşması ve paylaşılması, iş etiği ve itibarla gelen şeffaflık, adillik ve hesap verebilirlik ilkelerine uyum ile kurumsal yatırımcıların ilgisinin sağlanması, güçlü ortaklıkların sağlanması için gerekli iklimin oluşması, sektör liderleri ile çalışma olanağı, kalifiye ve deneyimli yöneticiler tarafından tercih edilen bir çalışma ortamı sunulması, tercih edilen şirket olma, çalışan bağlığının sağlanması ve arttırılması, marka değerinin artması, verimli kaynak kullanımı ve sürdürülebilirlik politikalarına uyum ile ilgili şirket içi iklimin gelişmesi ve bu yolla verimin artırılması, risk yönetiminin etkin yapılabilmesi şeklinde sayılabilir.
İnsan haklarına saygı çerçevesinde ise, dürüstlük, gizlilik, kişisel verilerin korunması, çıkar çatışması yaratmama, ticari sırların korunması ve adil olmak gerekir. Dolayısıyla artık şirketler etik kodlarını yazmak ve uygulamak zorundadır.
- İnsanlar, “daha önce hiç sorun çıkmadığını” söylerler, ta ki bir gün sorun ortaya çıkıncaya kadar!
- Tek bir önemli şeyi gözden kaçırırsanız, hiçbir şeye hiçbir çaba göstermemiş duruma düşebilirsiniz.
- Önlenebilir hatalar, aynı zamanda en yaygın hatalardır.
Bir şirketin başarısını tanımlayan unsurlar içinde sorumlu vatandaşlık, sürdürülebilir üretim politikalarının etkinliği, inovasyon politikaları ve itibar gibi kavramlar en az finansal veriler kadar önem taşımaktadır.
Bir etik kodu yazmak oldukça kolaydır; zor ve değerli olan ise şirket yazılı kültürünün temel taşı olacak, yaşayacak, anlaşılır ve uygulanır bir etik programın yansıması olacak etik kodu hazırlamak, daha da önemlisi bunu tüm çalışanların inanarak uygulamasıdır. İNANMALIYIZ. İnanılarak yapılan işten olumlu sonuç her zaman alınacaktır. Özellikle yöneticilerin kurallara, ilgili politika ve prosedürlere tam uyum göstererek iyi bir örnek teşkil etmesi, etik davranış ve iş yürütme şeklini her zaman teşvik etmesi, tüm çalışanların bu kurallara erişebildiğinden ve bu kurallarla ilgili etik konuları ve davranış ilkeleri hakkında eğitimlerini tamamladıklarından emin olması, ekip içerisindeki üyelerin etikle ilgili endişelerini dile getirebildikleri güvenli bir ortam yaratması ve soru ve endişelerini dile getirmeleri için onları teşvik etmesi, kurallar ve etikle ilgili dile getirilen endişelerin dikkate alındığından ve takip edildiğinden emin olması önemlidir. Çalışanların da her koşulda yasa ve düzenlemelere uygun hareket etmesi, şirket kuralları içinde yer alan kural, ilke ve değerleri bilmesi, anlaması, içselleştirmesi ve bunlara uygun hareket etmesi gerekmektedir.
Bir işletmenin temel işlevi ürün veya hizmet üretmek yolu ile toplum için de zenginlik ve refah yaratmak olmalıdır. Dolayısıyla herhangi bir işletmenin başarısı toplumsal refah olarak geri dönüş sağlayacaktır.
Özetle; artık ulusal & uluslararası tüm şirketlerin Etik, Uyum ve Sürdürülebilirlik çalışmalarını en üst seviyeden gündeme alması ve bunu tüm şirket çalışanlarının içselleştirmesi gerekmektedir. Aşağıdaki soruları her zaman sormak zorundayız.
- Bu davranış yasal, etik, dürüst ve adil mi?
- Bu davranış yasalar, kurallar, şirketimizin ilke ve değerleri ile çelişiyor mu?
- Bu davranış kendi itibarımı ve şirket itibarını etkiler mi?
- Bu davranış sonrasında, gerekli sorumlulukları alabilir miyim ve davranışımı savunabilir miyim?
- Bu davranışı meslektaşlarım, üst yönetim, ailem, arkadaşlarım bilse ne düşünürlerdi?
Son söz olarak;
«İnsanları sadece ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmazlar; ancak şeref ve utanma duygusuna da sahip olmazlar. İnsanları erdemle ve etik kurallar ile idare ederseniz, o zaman onlar şeref ve utanma duygularına sahip olurlar, hem de doğruyu ve iyiyi yapmaya çalışırlar.”
Konfüçyüs
Bir toplumun kurtulması, bir kişinin adım atması ile mümkündür. Biz dünyayı atalarımızdan miras değil çocuklarımızdan emanet aldık!!! Hem bireyler hem de şirketler olarak gereğini yapmak zorundayız.
Av. & Arb. Bilge Aydın Temiz
Vona Hukuk Bürosu
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın