Nafaka Nedir?
Nafaka, Kanun’dan kaynaklanan bir borçtur, nafaka yükümlüsü olarak belirlenen kişi/kişilerin, yine Kanun’dan kaynaklanan nafaka alacaklısına en azından asgari ihtiyaçlarını karşılayabilmesi verdiği için miktarı ve koşulları hâkim tarafından belirlenen parasal katkıyı ifade etmektedir. Türk Medeni Kanunu’nda dört nafaka türü düzenlenmiştir.
Tedbir Nafakası
Tedbir nafakası Türk Medeni Kanunu’nda 169 ve 197. maddelerde düzenlenmiştir. Boşanma davası devam ederken istenebileceği gibi, koşulları oluştuğu sürece, boşanma davasından önceki süreçte de istenebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesine göre “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır” hükmü yer almaktadır. Kanun lafzından da anlaşıldığı üzere, hâkim bu konuda bir talebin varlığını aramaksızın, davanın devamı süresince gerekli olan, geçici önlemleri kendiliğinden alabilmektedir. Dolayısıyla tedbir nafakası, talebe bağlı olmaksızın takdir edilebilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren karar kesinleşene kadar hüküm altına alınabilir. Taraflardan birinin talebinin olması durumunda ise hâkim, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi gereği talebe bağlı kalarak, talepten daha fazlasına hükmedemeyecektir.
Kusur, tedbir nafakasının takdirinde etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması, tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise tedbir nafakasına hükmedilmeme ihtimali olduğunu söyleyebiliriz.
Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesine dayanan ayrı yaşama hakkı ise, boşanma ve ayrılık kavramından farklıdır. Burada söz konusu olan, evlilik birliğini sona erdirmeye yönelik bir dava açılmaksızın, eşlerin ayrı yaşama hakkının doğması ve bu ayrı yaşama süresi boyunca evlilik birliğini koruyucu amaç taşıyan önlemlerin alınmasıdır. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin talebi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
İştirak Nafakası
Çocuklara verilen nafaka türüne ise iştirak nafakası denmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 182/2 ve 330. maddelerinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Nafaka takdir edilirken velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın ekonomik imkânları, çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları dikkate alınmaktadır ve ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 331. maddesi ile takdir edilen nafaka miktarının, durumun değişmesi halinde, istem üzerine yeniden belirleyebileceği düzenlenmiştir.
İştirak nafakası, çocuğun reşit olması halinde sona erer.
Yoksulluk Nafakası
Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği ve nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı belirtilmektedir. Kanun koyucu yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluğa düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanmasını amaçlamıştır. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, kendisinden nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması, diğer bir ifadeyle kendi kusurundan kaynaklanmamak koşuluyla yoksul olmaması gerekmektedir. Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilmektedir.
Yardım Nafakası
Kendisine yardım edilmediği zaman yoksulluğa düşecek kişinin, belirli bir kan hısımlığı bulunan kişilerden talep edebileceği, miktarı ve koşulları hâkim tarafından tespit ve takdir edilen nafakadır.
Kural olarak herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.
Yardım nafakası ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı sosyal ödev olup aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin sosyal yardımlaşma olması nedeniyle kanun koyucu tarafından kişilerin ve toplumun vicdanına bırakılmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması yükümlüyü borcundan kurtarmayacağı gibi, aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak görülmemiştir. Koşullarının gerçekleşmesi halinde nafaka borcu doğacağı kabul edilmektedir. Bu bağlamda; eğitimine devam eden reşit bireyin, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun olması durumunda anne babadan öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceğini söyleyebiliriz. Ne var ki nafaka vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerekmektedir.
Zamanaşımı ve Yetkili – Görevli Mahkeme
Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesinde belirtildiği üzere evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu durumda boşanma hükmünün verilmesinden itibaren 1 yıl içinde nafaka talebinde bulunulabilir.
Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Görevli mahkeme ise Aile Mahkemesi’dir.
Tarafların maddi durumunun değişmesi, nafaka alan tarafın ihtiyaçlarının artması vb. hallerde mahkeme kararıyla nafaka miktarının artırımı veya azaltılması mümkündür.
Av. Melisa Zeynep Uzunlar
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın