15.10.2020 tarihli Resmî Gazete’de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.09.2020 tarihli ve 2016/13010 başvuru numaralı “işçilerin kurumsal e-postalarının işveren tarafından denetlenmesine” ilişkin önemli ve dikkat çekici kararı yayınlanmıştır.
Bahsedilen kararın konusunu oluşturan başvuruda özel bir şirkette çalışan başvurucu işçi, kurumsal e-posta hesabı içeriğinin işveren tarafından incelenmesi ve buradaki yazışmalar gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasında bulunmuştur.
Anayasa Mahkemesi tarafından, başvurucunun e-posta bilgileri ve yazışmalarının belirli bir gerçek kişi hakkındaki bilgi kapsamında olduğu gözetildiğinde bu bilgilere erişilmesinin, bunların kullanılmasının ve işlenmesinin özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyeti yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde, “somut olayda kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyetiyle ilgili anayasal güvenceleri gözeten bir yargılama yapılmaması” nedeniyle anılan hak ve özgürlüğün ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan kararda, somut olayda olduğu gibi teknolojik gelişmelerin imkanlarından yararlanmak isteyen işverenlerin bilgisayar, internet, e-posta gibi iletişim araç ve gereçlerini çalışanın kullanımına sunması nedeniyle oluşan uyuşmazlıklarda, işverenin menfaatleri ile işçinin temel hak ve özgürlükleri arasında bir denge kurulması gerektiği ifade edilmiştir. Mahkeme, somut olayda, işlerin etkin şekilde yürütülmesini kolaylaştırmak üzere oluşturulan kurumsal e-posta hesabının iletişim akışına ve içeriğine erişilecek şekilde çalışanın kullanımına sunulmasının işyerinin yönetimi bakımından meşru bir menfaat teşkil ettiğini ve ayrıca hedeflenen amacı sağlamaya elverişli bir yöntem olduğunu da belirtmiştir. Ancak işverenin yönetim yetkisinin işyerinde işin yürütülmesi, işyerinin düzeninin ve güvenliğinin sağlanmasıyla sınırlı olduğu vurgulanmıştır.
Yine, işyerinde kullanıma sunulan iletişim araçlarının işverene ait olduğu gözetilerek sırf bu nedenle işverenin iletişim araçları üzerinde sınırsız ve mutlak bir gözetleme ve denetleme yetkisinin olduğunun kabul edilmesinin, işçinin demokratik bir toplumda sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerine işyerinde de saygı gösterilmesi gerektiği yönündeki haklı beklentisiyle uyuşmayacağı; kısıtlayıcı ve uyulması zorunlu işyeri kurallarının çalışanların temel haklarının özünü zedeleyecek nitelikte olmaması gerektiği belirtilmiştir.
İşverenlerin, somut olayda olduğu gibi işçilerin kullanımına sunmuş oldukları bilgisayar, internet, e-posta gibi iletişim araç ve gereçlerin denetlenmesinde göz önünde bulundurulması gereken kurallar şu şekilde belirtilmiştir:
- İşverenin çalışanın kullanımına sunduğu iletişim araçlarının ve iletişim içeriklerinin incelenmesinin haklı olduğunu gösteren meşru gerekçe bulunmalıdır.
- Çalışan, iletişimin denetlenebileceği yönünde önceden bilgilendirilmelidir.
- İşveren tarafından çalışanın kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkına ve haberleşme hürriyetine yapılan müdahale, ulaşılmak istenen amaç ile ilgili ve bu amacı gerçekleştirmeye elverişli olmalıdır.
- Aynı amaca, tarafların şikâyet ve savunmalarının analizi, tanıkların dinlenmesi, işyeri kayıtları ile yürütülen projelerin süreç ve sonuçlarının incelenmesi gibi araçlarla ulaşılması mümkün olmamalı; müdahale, ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmalıdır.
- Müdahalenin orantılı kabul edilebilmesi için iletişimin denetlenmesi ile işlenecek veya herhangi bir şekilde yararlanılacak veriler, ulaşılmak istenen amaçla sınırlı olmalı; bu amacı aşacak şekilde sınırlama ya da müdahaleye izin verilmemelidir.
- İletişimin, incelemenin muhatabı olan çalışan üzerindeki etkisi ve çalışan bakımından sonuçları göz önünde tutularak tarafların çatışan menfaat ve haklarının adil bir biçimde dengelenip dengelenmediğine dikkat edilmelidir.
Son olarak, işverenin işçinin kullanımına sunduğu iletişim araçlarını denetlemesi ve çalışanın kişisel verilerinin işlemesine ilişkin olarak 4857 Sayılı İş Kanunu’nda özel bir düzenleme öngörülmemiş olsa da Anayasa’nın özel hayata saygı ile kişisel verilerin korunmasını isteme hakları ve haberleşme hürriyetine ilişkin güvenceler ile 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve hukuk sistemimizde mevcut diğer genel düzenlemelerin İş Hukuku uyuşmazlıklarında uygulanması yönünden bir engel bulunmadığı ifade edilmiştir.
Önemle belirtmek isteriz ki, Anayasa Mahkemesi kararı, kişisel verileri koruma mevzuatı bakımından gelecekteki uygulamalara ışık tutmakta ve önemli bir içtihat oluşturmaktadır. Anayasa Mahkemesi, 6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu ile belirlenen genel ilkeler çerçevesinde inceleme yapmış ve başvurucunun kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini değerlendirmiştir.
Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu bu karar ile işverenlerin işçilere gerçekleştirmesi gereken aydınlatma yükümlülüğünün önemini bir kez daha ortaya koymuştur. İşçiye, kullanmış olduğu işyeri kurumsal iletişim araçlarının denetlenebileceğine ve kullanım koşullarına ilişkin önceden tam ve açık bir bilgilendirme yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Karara göre, aydınlatma yapılmasının yanı sıra, çalışanın kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkına ve haberleşme hürriyetine işveren tarafından yapılan müdahalenin amaç ile bağlantılı ve elverişli olması, aynı amaca daha hafif müdahale ile ulaşılmasının mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi ve müdahalenin amaçla bağlantılı, sınırlı ve orantılı olması gerekmektedir.
Kararı detaylı okumak isteyenler için ilgili link aşağıda yer almaktadır:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/10/20201014-5.pdf
Av. Halil Yapıcı & Av. Hale Şenuysal
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın