Son yıllarda dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok kişi evcil hayvan evlat ediniyor (sahipleniyor). Evcil hayvanın bir aile tarafından evlat edinilmesi ve sonrasında eşlerin boşanma ihtimalinde evcil hayvanın ne olacağı konusu bir hayli merak edilmekte. Bu yazımızda Türk Hukuku’nda boşanmada evcil hayvanın durumunu açıklamaya çalıştık.
Türk Hukuku’nda hayvanlar ister sahipli ister sahipsiz olsun ne yazık ki halen “taşınabilir eşya” konumunda olup bunlara ilişkin uygulanacak hükümler de eşya hukuku temelli olmaktadır. Ancak çoğu kişi evcil hayvanını “çocuğu” olarak görmekte ve olası bir boşanma durumunda evcil hayvana ne olacağı konusunda endişelenmektedir. Bu konuya ilişkin bir düzenleme yapılması gerekliliği her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Bu noktada Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen Eşya Hukuku hükümlerine gidilecektir.
1. Anlaşmalı Boşanma
Anlaşmalı boşanma, niteliği itibariyle eşlerin kendi istekleri doğrultusunda anlaşarak boşanma protokolü hazırladığı ve bu protokolü mahkemeye sunarak sürecin tamamladığı bir boşanma şeklidir. Buna göre eşler birbirlerinden her türlü istek ve arzuları doğrultusunda özgürce bir boşanma protokolü oluşturabilir ve nafaka miktarı, ortak mallar, varsa çocuğun velayetinin kimde kalacağı hususunda anlaşabilir. Bu doğrultuda eşlerin ortak evcil hayvanlarının kimde kalacağı anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenebileceği gibi, evcil hayvan kendisinde kalmayan eş için ise evcil hayvanın bakım ve masrafları için bir para belirlenebilir, kendisine görüş günleri sağlanabilir.
2. Çekişmeli Boşanma
Çekişmeli boşanma ise anlaşmalı boşanmadan farklı olarak tarafların boşanmaya ilişkin hususlarda anlaşamadığı ve bu nedenle mahkemeye başvurduğu durumdur. Burada mahkeme, tarafların boşanma talepleri, ortak çocuk varsa velayet ve nafaka ödenmesi gibi hususları değerlendirir. Çekişmeli boşanmada eşlerin ortak mallarının nasıl paylaşılacağı sorunu “mal rejimi tasfiyesi” davası ile açıklığa kavuşacaktır. Eğer eşler ortak evcil hayvanın kimde kalacağı hususunda bir uzlaşma sağlayamazsa mal rejimi tasfiyesine ilişkin hükümler doğrultusunda hâkim karar verecektir. Hâkimin evcil hayvanın kimde kalacağı hususuna nasıl karar vereceği oldukça önemlidir. Bu noktada Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen Eşya Hukuku kitabının hükümlerine gidilecektir.
Eşya hukukunda evcil hayvanlar taşınabilir eşya niteliğinde olduğundan zilyetlik kavramı söz konusu olacaktır. Zilyetlik, kavram olarak Türk Medeni Kanunu madde 973’te şu şekilde tanımlanmıştır: “Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir.” Eşlerden birinin ortak evcil hayvanın zilyedi olduğunu ileri sürmesi için onu fiili hakimiyeti altında bulundurması gerekir. Aynı kanunun 985. maddesinde de “Taşınırın zilyedi onun maliki sayılır” hükmü yer almaktadır.
Bir kişinin bir eşya üzerinde (olayımızda evcil hayvan) zilyetliğini ileri sürmesi için onu ilk bulanın kendisi olduğunu ispat etmesi gerekir. Bu noktada satın alınan evcil hayvanlar açısından durum biraz daha kolaydır. Kim satın aldıysa mülkiyet hakkını elinde bulundurduğundan zaten malik olacak ve evcil hayvanın kendisinin olduğunu, bu nedenle kendisinde kalması gerektiğini ileri sürebilecektir. Eğer bir sokak hayvanının sahiplenilmesi veya barınaktan alınması gibi bir durum söz konusu ise, evlat edinme (sahiplenme) iradesi ile ilk elinde bulunduran evcil hayvanın zilyedi olacağından ve Medeni Kanun’un 985. maddesi uyarınca maliki sayılacağından evcil hayvanın kendisinde kalması gerektiğini ileri sürebilecektir. Evcil hayvanı ilk elinde bulunduranın kanıtlanamaması durumunda ise ilgili kişi evcil hayvanı veterinere götürme, mama vb. masraflarını karşıladığı, bakımını üstlendiği konuları ileri sürülerek evcil hayvanın zilyetliğinin kendisine ait olduğu ispatlayabilir. Ancak bu hallerde ortak evcil hayvan için “çocuğun velayetine” ilişkin hükümler söz konusu olmayacak, evcil hayvan kendisinde kalmayan eş için görüş günü vb. hususlarda hüküm kurulmayacaktır.
3. Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi
Yukarıda anlatılanların yanında Türkiye’nin de tarafı olduğu, Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin “Ev Hayvanlarının Muhafaza Edilmesi İçin Kurallar” başlıklı II. Bölümü’nde düzenlenen madde 3’te : Hayvanların refahı için temel kurallar,
- Hiç kimse bir ev hayvanının, gereksiz acı, sıkıntı veya ıstırap çekmesine sebep olamaz.
- Hiç kimse bir ev hayvanını terk edemez.
düzenlemesi mevcuttur. Dolayısıyla eşlerin boşanmaları durumunda bu sözleşme ve özellikle 3. madde hükmü de hem eşler hem de hâkim tarafından göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, evcil hayvan kendisine verilmeyen eşe bağlıysa ve ona verilmemesi evcil hayvan açısından psikolojik etkilenmelere sebep olacaksa bu durum hâkim tarafından değerlendirilmelidir.
Tüm bunların yanında önemle belirtmek isteriz ki, hukuk sistemimizde evcil hayvanlar taşınabilir eşya statüsünde olsalar dahi onların, hisleri, duyguları, anlama ve öğrenme yetileri olan canlılar olduğunu unutmamamız gerekir. Dolayısıyla kanaatimizce eşlerin boşanması durumunda ortak evcil hayvana ilişkin taraflar arasında bir anlaşma yoksa hâkim tıpkı eşlerin ortak çocuğuymuş gibi hareket ederek ortak çocuk için nasıl hassasiyet gösterecek ve ne karar verecekse ortak evcil hayvan için de aynı şekilde davranmalıdır. Günümüzde artık birçok kişi evcil hayvanını çocuğu gibi görmekte ve evcil hayvanlar da onu evlat edinenlere oldukça bağlanmaktadır. Bu görüşümüzü destekler nitelikte olan İzmir 16. Aile Mahkemesi 2018/592 E., 2018/597 K., 11.09.2018 tarihli kararında hâkim boşanmak isteyen eşlerin ortak evcil hayvanlarını ortak çocuk olarak değerlendirmiş ve evcil hayvanın velayetini kadın eşe vererek erkek eş için de ayda 2 hafta sonu görme ve aylık 200 TL bakım masrafına hükmetmiştir. Bu karara konu olayda her ne kadar eşler anlaşmalı boşanma protokolü ile ortak evcil hayvanları olan Papyon isimli köpeklerinin kimde kalacağını belirlemişlerse de hâkim Türk Medeni Kanunu’ndaki velayet ve iştirak nafakası hükümlerini örnek alarak, bu konuda düzenlenmiş hüküm bulunmadığından TMK madde 1 fıkra 2’de düzenlenen “Kanun’da uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir” hükmü gereğince eşlerin bu taleplerini kabul ederek bu şekilde hukuk yaratmıştır. Bu kararın çekişmeli boşanma davalarında da örnek olacağını düşünmekteyiz.
Türk Hukuku’nda en kısa sürede sahipli ya da sahipsiz tüm hayvanların korunması için gerekli kanunların çıkması ve türlü hassasiyetin gösterilmesini diliyoruz.
Av. Zeynep Akdeniz
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın