Ayıp kavramından, satılan malda ortaya çıkan ve alıcının o maldan tümüyle veya gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklikler ve aksaklıklar anlaşılmalıdır. TKHK madde 8’de “Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır” şeklinde belirtilmiştir. Ayıp; maddi, hukuki veya ekonomik eksiklik olarak ortaya çıkabilir.
Maddi ayıp; malın taraflarca karşılaştırılmış olan modele uygun olmaması veya objektif olarak o malın sahip olması gereken özellikleri taşımaması (örneğin sıfır km satışı yapılan otomobillerin bazı bölümlerinin fabrika orijinal boyası dışında yeniden boyanmış olması ve bu işlemin alıcıdan gizlenmesi), tanıtım ve kullanma kılavuzunda ve internet sitesinde verilen ilanlardaki özelliklerin bir veya birden fazlasını taşımaması, satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olması olarak tanımlanabilir.
Hukuki ayıp; mal üzerinde hukuken bir kısıtlamanın olmasıdır (örneğin araçta haciz, yakalama, el koyma kararı gibi). Sıfır kilometre araçlarda genellikle böyle bir ayıpla karşılaşılmaz.
Ekonomik ayıp; alıcının maldan beklediği yararlanma ve kullanma olanağını azaltan ve ekonomik değerini düşüren ayıplar (örneğin aracın kullanım kılavuzunda belirtilen özelliklere sahip olmaması) olarak tanımlanabilir.
◊ Ayıbın önemli olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Alıcı, araçtaki ayıptan dolayı aracı satın almayacaksa veya aracı daha ucuza satın alabilecekse ayıp önemli kabul edilmelidir. Kolayca fark edilen veya düşük masraflar ile giderilebilen ayıplar önemsizdir. Örneğin, satın alınan aracın cam sileceklerinde lastiklerin bulunmaması önemsiz ayıptır. Her ne kadar bu örnekte ayıp önemsiz olsa da tüketici seçimlik haklarından, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım hakkını kullanabilir.
◊ Açık Ayıp – Gizli Ayıp ayrımı
Ayıbın açık veya gizli olmasının sonucu olarak, tüketicinin ayıbı satıcıya bildirme süresi ve malın ayıplı olmasından dolayı sahip olduğu hakları kullanmasına ilişkin zamanaşımı bakımından farklılık bulunmaktadır.
- Açık ayıp; satın alınan malda teslim alındıktan sonra uzman yardımına gerek olmaksızın basit bir muayenede tespit edilecek ayıplardır. Örneğin; aracın camının çatlak olması, lastiğin patlak olması gibi.
- Gizli ayıp ise; yapılacak basit bir muayenede hemen tespit edilemeyen ve otomobilin kullanımı ile ortaya çıkan ayıplardır. Uygulamada sıfır araçlarda karşılaşılan ayıpların neredeyse birçoğu gizli ayıptır.
Alıcı, satın aldığı şeyi gözden geçirme ve ayıp tespit ettiği anda satıcıya bildirimde bulunma külfeti altındadır. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi ayıbın çeşidine göre bildirim süreleri farklılık göstermektedir.
- TBK madde 223’e göre alıcı açık ayıp ile karşılaştığı zaman uygun süre içerisinde satıcıya bu ayıbı bildirmelidir.
- Yine aynı Kanun maddesinin ikinci fıkrasına göre alıcı gizli ayıbın ortaya çıkmasının ardından derhal satıcıya bildirimde bulunmalıdır. Bildirim sürelerine uyulmaması halinde alıcı aracı ayıplarıyla birlikte kabul etmiş sayılır ve ayıptan doğan haklarını kaybeder.
- Kanun koyucu eski Kanun’da 30 günlük bir bildirim süresi öngörmüşken, yeni Kanun’da bildirim süresine hükümde yer verme imkânı var iken dahi, tüketiciyi korumak amacıyla böyle bir süre öngörülmemiştir. Bunun yerine yeni Kanun ayıplı mal düzenlemesinde malın tesliminden itibaren 6 ay içerisinde ortaya çıkan sıkıntı ve arızaların ayıp (ayıp karinesi) olarak kabul edildiğini düzenleyerek ispat yükü konusunda önemli bir hüküm getirmiştir.
- Bununla birlikte, ayıbı erken safhada tespit eden tüketicinin uzun süre seçimlik hakkını kullanmaması durumunda hakkın kötüye kullanılması itirazı ile karşılaşılabilir.
- Hüküm gerekçesi ile birlikte yorumlanmalı, tüketicinin uzun süre bildirimde bulunmamasının hakkın kötüye kullanılması kabul edilmesi durumunda dahi, uzun süre kullanılmaması kriteri, mümkün olduğu ölçüde tüketici lehine yorumlanmalıdır.
Ayıpların satıcıya ihbar edilmesinin ispat yükümlülüğü alıcıdadır. Bu nedenle noter kanalıyla ihtarname çekmek ya da iadeli taahhütlü mektup aracılığıyla bildirimde bulunmak alıcı tarafa ispat kolaylığı sağlayacaktır.
◊ Ayıplı araçlarda tüketicinin seçimlik hakları nelerdir ve kime karşı ileri sürülebilir?
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 11. maddesi uyarınca ayıplı araçlarda tüketicinin seçimlik hakları bulunmaktadır. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği seçimlik haklarını yerine getirmekle yükümlüdür.
Tüketici, aşağıda ayrıntısı paylaşılan dört seçimlik hakkından istediğini satıcıya karşı kullanabilir. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarını ise satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya karşı kullanabilir.
Bedel İadesi Hakkı
Ayıplı araç sahibi tüketicinin, sözleşmeden dönme hakkını kullanmasıyla tüketici ile satıcı arasındaki “araç alım satım sözleşmesi” ortadan kalkmaktadır. Sözleşme ortadan kalktığı için tarafların edimlerinin iadesi gündeme gelecektir. Bir diğer ifade ile tüketici satın aldığı aracı, satıcı da satış bedelini iade etmelidir.
Olası bir uyuşmazlıkta; taraflar (tüketici ve satıcı) yükümlülüklerini (bedeli geri ödeme ve aracı iade etme) aynı anda yerine getirmelidir.
Ayıplı araç tüketicinin kullanımında kaldığı sürece satım bedeline faiz işlemez. Bu, “mal bedelsiz para faizsiz” ilkesinin bir sonucudur. Fakat tüketici, bazı durumlarda, aracı bayiye veya servise teslim ederek sözleşmeden dönüp bedel iadesini talep etmiş veya bazı durumlarda araç kullanılamayacak hale gelmiş olabilir. Örneğin, araçtaki ayıp, aracı kullanılmayacak bir hale getirmişse veya tüketici, ayıplı aracı, bayiye (veya servise) teslim etmiş ise, bugünden kendisine ödeme yapılacağı güne kadar faiz talep edebilir. Aksi durumda (tüketici ayıplı aracı kullanmaya devam ediyorsa) faiz, ancak, aracın satıcıya teslim edildiği tarihten itibaren işleyecektir.
Ayrıca TBK madde 227’ye göre alıcı, sözleşmeden dönmesi halinde ikinci el aracı satın alırken yapmış olmadığı masraf ve giderleri ya da diğer seçimlik hakların kullanılması durumunda malvarlığında meydana gelen eksilmelerin tazminini de genel hükümlere göre ikinci el araç satıcısından, satıcının sorumluluğuna giderek talep edebilecektir.
Ayıpsız Misli ile Değişim Hakkı
Sıfır kilometre olarak satın alınmış ayıplı araçlarda tüketicinin seçimlik haklarından bir diğeri, “imkân varsa” malın “ayıpsız misli ile değiştirilmesi” hakkıdır. “imkân varsa” ifadesinden anlaşılması gereken, mahkemece değişim kararı verildiğinde, böyle bir araç mevcut değilse satıcı, üretici veya ithalatçı, aracın değerini tüketiciye vermek zorundadır. “Ayıpsız misli ile değişim” ifadesinden anlaşılması gereken ise, aynı aracın (aynı marka, model, donanım özelliklerinde) ayıpsız olanının tüketiciye verilmesidir.
Ayıpsız misli ile değişim talep eden tüketici dava açtıktan sonra dahi aracı kullanmaya devam edebilir. Zira davalı da tüketicinin ödediği satış bedeli olan parayı kullanmaya devam etmektedir. Tüketici, baştan beri sözleşmeyi ayakta tutarak malın ayıpsız bir yenisi ile değiştirilmesini istediğine göre, ayıpsız yeni mal kendisine teslim edilinceye kadar, elindekini iade yükümlülüğü altında değildir.
Bedel İndirimi Hakkı
Tüketici dilerse, malın ayıplı olması halinde, ödediği satış bedelinden indirim yapılmasını da talep edebilir. Bedelde indirim bir diğer deyişle aracın değer kaybıdır. Bedelde yapılacak indirim, nisbi metot yöntemi ile bulunacaktır. Örneğin tüketici 100.000 TL’ye satın aldığı araçta bir ayıpla karşılaşınca, bilirkişi, malın ayıplı değerini 90.000 TL, ayıpsız değerini ise 105.000 TL olarak belirlemiş olsun. O halde tüketiciye ödenecek indirim bedeli = 100.000 – (100.000/105.000 x 90.000) = 14.285 TL olacaktır.
Bilirkişi, uygulamada çoğunlukla olduğu gibi malın ayıpsız değerini, satım bedeli ile aynı (100.000 TL) olarak belirler ise bu kez tüketiciye ödenmesi gereken tutar = 100.000-90.000 = 10.000 TL olacaktır.
Ücretsiz Onarım Hakkı
Garanti Belgesi Yönetmeliği’ne göre otomobilin garanti belgesi ile birlikte satılması zorunludur. Ancak kendisine garanti belgesi verilmemiş bir tüketici de Kanun’da veya Yönetmelik’te öngörülen haklarını kullanabilir.
Tüketicinin, ücretsiz onarım hakkını kullanması halinde malın; garanti süresi içinde tekrar arızalanması durumunda malın bedel iadesini, ayıp oranında bedel indirimini veya imkân varsa malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep edebilir.
Azami tamir süresi binek otomobil ve kamyonetler için 30, motosiklet ve bisikletler için 20 iş günüdür.
◊ Tamir süresi içinde tüketiciye ikame bir araç verilmeli midir?
Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği’nin 14/4. maddesi uyarınca; malın garanti süresi içerisinde yetkili servis istasyonuna veya satıcıya tesliminden itibaren arızasının on iş günü içerisinde giderilememesi halinde, üretici veya ithalatçının malın tamiri tamamlanıncaya kadar, benzer özelliklere sahip başka bir malı tüketicinin kullanımına tahsis etmesi zorunludur. Aksi halde tüketici, benzer özelliklere sahip bir araç kiralayabilir, bu aracın kiralama bedeline dair fatura ile üretici veya ithalatçıya karşı talepte bulunabilir.
◊ Zamanaşımı
- Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süreden sonra ortaya çıkan ayıplarla (arızalar/hatalar/sorunlar) ilgili hiçbir hakkın olmadığı düşüncesinin de hatalı olduğunu belirtmek isteriz.
- Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
- Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz. Başka bir deyişle, ortaya çıkan ayıp, satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz. Bu gibi durumlarda garanti süresinin sona ermiş olması, tüketici açısından hiçbir sorun teşkil etmeyeceği gibi, başvurulacak yollarda da hiçbir değişiklik yaratmaz.
- TKHK’nın 10. maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan az olamaz.
- Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.
Av. Gizem Eribol Selimoğlu
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın