Anayasa Mahkemesi, 22.10.2020 tarihli kararı ile özel eğitim kurumlarının taşınır ve taşınmaz mallarının haczedilmesi ile ilgili yasa hükmünün iptaline karar vermiştir. Yapılan inceleme ve kanunun yürürlüğe giriş tarihine ilişkin dikkat edilmesi gerekenleri sunmak isteriz.
Uyuşmazlık Konusu Kanun Hükmü
İcra ve İflas Kanunu’nun 362. maddesine 09.05.2018 tarihinde getirilen ek bent ile özel eğitim kurumlarının taşınır ve taşınmaz mallarının eğitim ve öğretim dönemi içerisinde haczedilmesi yasaklanmıştır.
MADDE 362/a – (Ek: 9/5/2018-7141/1 md.) 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında faaliyet gösteren okullar ile 24/3/1950 tarihli ve 5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek Kanun kapsamında faaliyet gösteren özel öğrenci barınma hizmetleri veren yurt ve benzeri kurumların taşınır ve taşınmaz malları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler hariç olmak üzere içinde bulunulan eğitim ve öğretim yılı sonunda haczedilir.
Kanun koyucu her ne kadar bu madde hükmüyle eğitim ve öğretim faaliyetinin aksamamasını amaçlamış ise de maddenin belirsiz ve amacını aşan nitelikte bir kısıtlama getirmesi nedeniyle çoklukla eleştirilmiştir.
İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi, önüne taşınan uyuşmazlıkta söz konusu kanun maddesinin iptali için re’sen Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur. İptal isteminin gerekçesi olarak; eğitim faaliyetinin aksamaması için taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki muhafaza ve satış işlemlerinin ertelenmesi yeterli iken bir bütün olarak haciz yasağı getirilmesinin ölçülülük ilkesiyle bağdaşmadığı ve eğitim öğretim yılı sonu ibaresinin belirsiz olduğu, bu nedenle söz konusu kuralın alacaklıya aşırı bir külfet getirdiğini belirterek kuralın Anayasa’nın 5,10, 13 ve 35. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa Mahkemesi Tarafından Yapılan İnceleme
Anayasa Mahkemesi önüne gelen uyuşmazlıkta kanun maddesinin;
- Kanun’da bu Kanun kapsamında faaliyet gösteren okullarda eğitim ve öğretim yılının hangi zaman dilimini ifade ettiği, başlangıç ve bitiş tarihleri ile sonunun nasıl belirleneceğine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği,
- Haciz işlemi yapılamayan süre boyunca borçlunun mal varlığı üzerinde tasarruf yetkisi sınırlandırılmamış olacağından, alacaklının alacağını cebri icra yoluyla elde etmesinin zorlaşacağı,
- Eğitim ve öğretime özgülenmemiş taşınır ve taşınmazların da haczi engellenmesi nedeniyle ölçülülük ilkesine aykırı olduğu,
- Tüm haciz işlemlerinde muhafaza işleminin gerçekleştirilmediği bu nedenle sadece haciz yapılmasının eğitim ve öğretim faaliyetini aksatmayacağı,
- Alacaklı ve borçlu arasındaki mülkiyet hakkına dayalı menfaat dengesinin gözetilmediği, gerekçeleri ile Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vermiştir.
Mahkemece her ne kadar borçlunun haciz yasağı öngörülen süre içinde malvarlığı üzerinde gerçekleştirebileceği tasarruf işlemlerine karşı alacaklının 2004 sayılı Kanun hükümleri uyarınca cezai hükümlerinin uygulanmasını isteme veya iptal davası açabilme hakkı olsa da bu hak “alacağın tahsil edilememiş olması” şartına bağlıdır. Bu bakımdan itiraz konusu kural sebebiyle haczedilme imkânı ortadan kalkan bir mal için doğrudan dava yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı, bu sebeple alacağın tahsilinde ciddi anlamda zorlanmanın söz konusu olabileceği ve alacaklıya çok fazla külfet yüklediği belirtilmiştir.
İptal hükümlerinin ne zaman yürürlüğe gireceği
Anayasa Mahkemesi kararları her ne kadar kural olarak Resmi Gazete’de yayınlandığı gün yürürlüğe girmekte ise de iptal konusu hükmün hukuksal boşluk yaratması nedeniyle kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Mahkeme bu süre içerisinde kanun koyucunun oluşacak hukuksal boşluğu, kararın gerekçesinde belirtilen ilkeler çerçevesinde dolduracak yeni bir kanun maddesi eklemesini amaçlamıştır.
Av. Melisa Zeynep Uzunlar
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.