1.Tanınmış Marka Tanımı
Tanınmış marka kavramı, kanunlarımızda açıkça tanımlanmamış olduğundan net bir tanımı bulunmamakla birlikte; öğreti ve mahkeme içtihatlarında birçok tanımlamaya yer verilmektedir.
Öğretide birçok tanımı bulunmasına rağmen genel anlamda tanınmış markayı “hedef kitlesi dışında da toplumun tüm kesimleri tarafından bilinirliğe ve tanınırlığa erişmiş, hiçbir hatırlatmaya gerek kalmaksızın zihinlerde refleksif olarak belirli bir ürün veya işletme ile çağrışım yapan marka” olarak tanımlayabilmekteyiz.
2.Tanınmış Marka Olabilmenin Kriterleri
Tanınmış markayı diğer markalardan ayıran birçok kriter bulunmaktadır. Tanınmış markadan bahsedebilmek için birtakım kriterler bulunmaktadır. Bu kriterler de kanunlarda yer almamakta, uygulamada doktrin ve mahkeme içtihatları neticesinde değerlendirilmektedir.
Genel anlamda tanınmış markanın sahip olması gereken kriterler;
- Markanın üstün bir ticari değere sahip olması,
- Markanın, kendi mal ve hizmet sınıfı dışındaki sektörlerde de bilinirliğinin olması,
- Markanın sahip olduğu reklam gücünün sadece geleneksel mal ve hizmetlerin değil, başka mal ve hizmetlerin pazarlanmasına da elverişli olması
- Markanın hatırı sayılır bir ekonomik değerinin bulunması,
- Markanın birçok ülkede tescilinin bulunması, uzun bir kullanım süresine ve geniş bir kapsama sahip olması
olarak sıralayabilmekteyiz. Belirtilen kriterler sınırlı sayıda olmayıp somut duruma göre ek kriterler de belirlenebilmektedir.
3.Tanınmış Markanın Sağladığı Korumanın Kapsamı
Türk Hukuku uyarınca kural olarak markaların korunması tescil ile mümkündür. Tescil, hak sahibine başkalarının aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer markaları aynı mal ve hizmet sınıflarında kullanmasını önleme hakkı vermektedir.
Tanınmış marka tescili, marka hukuku kapsamında en etkili ve en geniş korumayı sağlamaktadır. Bunun en önemli sonucu ise tanınmış markaya konu marka ibaresi, farklı mal ve hizmet sınıflarında olsa dahi tescil edilememektedir.
Ayrıca Türk Hukuku’na göre markaların korunabilmesi için Türkiye sınırları içerisinde tescil edilmeleri şarttır; ancak tanınmış markalar, Türkiye sınırlarında tescil edilmemiş olsalar dahi sahibinin izni olmadan aynı mal ve hizmet için başkasının adına tescil olunamaz.
Tanınmış marka SMK’da tanımlanmamış olsa bile korunması açısından özel hükümler mevcuttur.
SMK md.6/4 “Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.”
SMK md.6/5 “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.”
SMK md.6/4 tanınmış markanın aynı mal ve hizmet sınıfları bakımından, SMK md.6/5 ise tanınmış markanın tescilinden farklı mal ve hizmet sınıfları bakımından korunmasını düzenlemektedir.
Tanınmış markaya sağlanan bu kapsamlı koruma, markanın sulandırılmasının, haksız yararlanmanın, markanın itibarının zarar görmesinin ve markanın ayırt edicilik unsurunun zedelenmesinin engellenmesi amaçlarını taşımaktadır.
- Markanın sulandırılması kavramı aslında kanunda yer almayan ama uygulamada öğreti tarafından ortaya atılmış bir kavram olup “ayırt ediciliği yüksek bir markanın, sonraki kullanım sonucu, ayırt edici karakterinin zarar görmesi ya da bulandırılması” şeklinde tanımlanabilmektedir.
- Haksız yararlanma ise tescili isteyen 3. kişilerin markayı birtakım tanıtım faaliyetleri ve kaliteli üretim gibi emek ve birikim sonucu tanınmış hale getiren marka sahiplerinin kümülatif değerinden faydalanarak kendi emtiasına bir imaj transfer etmesi olarak tanımlanabilir.
- Tanınmış markalar, toplumda halk tarafından bilinen, kalite sembolü haline gelmiş ve güven duyulan markalardır. Tanınmış markanın benzerinin ancak “daha düşük kaliteli veya markanın imajı ile uyumlu olmayan ürünlerde kullanılması suretiyle” tüketicileri nezdinde sahip olduğu güvenin aşındırılması, markanın itibarının zarar görmesi olarak ifade edilmiştir.
- Ayırt edicilik unsuru, markanın en önemli işlevlerinden biri olmakla beraber bu unsur, tanınmış marka açısından çok daha belirgindir. Tanınmış marka açısından ayırt edicilik unsurunun zedelenmesi, tanınmış markanın sıradanlaşarak reklam değerinin markanın kendi ticari faaliyetlerinden bağımsız olarak dikkat çekici şekilde tehlikeye düşmesi, markanın ticari cazibesi ile satış gücünün zayıflamasıdır.
Özetle; tanınmış markalar, toplumda eriştiği tanınırlık nedeniyle bir kalite ve güven sembolü halinde gelmiş, bu sebeple de kendilerine daha kapsamlı bir koruma tanınmış markalardır. Tanınmışlık unsuru farklı şekillerde açıklanmakla birlikte, tanınmışlığın tespitinde kullanılacak kriterler birbirine benzerlik göstermektedir. Burada korunmak istenen menfaat; tanınmış bir markanın toplumda ulaştığı bilinirlikten faydalanılarak haksız yarar sağlanmasının, markanın sulandırılarak itibarına zarar verilmesinin ve ayırt ediciliğinin zedelenmesinin önüne geçmek olarak ifade edilebilecektir. Bir markanın tanınmış bir marka olarak, dünyanın her yerinde ve tüm tüketici kitleleri tarafından bilinirliğe sahip olarak aynı kalite ve güven algısını yaratabilmesi ancak bu şekilde kapsamlı korumalar ile mümkün olabilmektedir.
Av. İmge Atakul
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın