Bildiğimiz üzere, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonrasında Milli Birlik Komitesi tarafından 12.06.1960 tarihli ve 1 sayılı “1924 tarih ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanun” kabul edilmişti. Söz konusu Kanun’un;
- 6. maddesi ile Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ile milletvekilleri ve bunlar tarafından işlenecek suçlara iştirak edenleri yargılamak üzere Yüksek Adalet Divanı, bu kişilerin sorumluluklarını araştırmak ve haklarında son tahkikat açılarak Yüksek Adalet Divanı’na verilmelerinin gerekip gerekmediğine karar vermek üzere bir Yüksek Soruşturma Kurulu kurulmuştur.
- 24. maddesi ile eski iktidar mensuplarından, kendilerinin ve yakınlarının servetlerini meşru yollardan edindiklerini mahkemede ispat etmeleri istenmiş; edemeyenler hakkında ise müsadere yasağı yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece servetlerini meşru yollardan edindiklerini mahkemede ispat edemeyenlerin malları müsadere edilmiş, diğer bir ifade ile mallarına el konmuştur.
7248 sayılı “1924 Tarih ve 491 Sayılı Teşkilât-i Esasiye Kanunu’nun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanun’un Bazı Hükümlerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Neden Olunan Mağduriyetlerin Giderilmesi Hakkında Kanun” 01.07.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Kabul edilen bu yeni Kanun ile 12.06.1960 tarihli ve 1 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile 24. maddesinin (27 Mayıs 1960 tarihinden itibaren) yürürlükten kaldırılmasıyla Yüksek Adalet Divanı’nın teşekkülü ve yaptığı yargılamalar hukukî temelden yoksun hâle gelmiştir. Bu bağlamda, Yüksek Soruşturma Kurulu ile Yüksek Adalet Divanı tarafından haklarında soruşturma ve kovuşturma yürütülenlerin, bu soruşturma ve kovuşturmalar sebebiyle uğradıkları manevî zararlar ile; bu kişilerin malvarlığı değerlerinin müsadere edilmesinden kaynaklanan maddi zararların Hazine tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir. Zarar görenler veya mirasçıları tarafından zararlarının karşılanması istemiyle yapılacak bu başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak üzere, Cumhurbaşkanı tarafından bir Komisyon kurulacaktır. (Komisyon henüz kurularak Resmi Gazete’de yayınlanmamıştır.) Zararın tazmini için izlenecek yol şu şekildedir;
- Komisyonun çalışma usul ve esaslarının Resmi Gazete’de yayımlanmasını izleyen üç ay içinde Komisyon’a başvurularak zararlarının tazmini istenmelidir,
- Komisyonun kararının istenildiği şekilde olmaması halinde bu karara karşı, kararın tebliğini izleyen on beş gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon’a itiraz başvurusunda bulunulur,
- Komisyon’un itiraz üzerine vereceği kararın yine istenildiği şekilde olmaması halinde ise bu karara karşı ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da dava açılabilir. Bu davalar acele işlerden sayılır.
Komisyon’a yapılacak başvurular için herhangi bir ad altında ücret talep edilmezken; Komisyon’un itiraz üzerine verdiği kararlara karşı Danıştay’da açılacak davalarda karar ve ilam harcı maktu alınır ve dava sonunda maktu vekâlet ücretine hükmedilir.
Maddi zararların karşılanması talepleri karara bağlanırken, uğranıldığı kesin olan ancak aradan geçen zaman sebebiyle tutar yönünden tespiti teknik olarak mümkün olmayan zararlar açısından hakkaniyete uygun bir miktarın ödenmesine karar verilir.
Son olarak, varlığı hukuki dayanaktan mahrum Yüksek Adalet Divanı’nın hükümsüz hale gelen bütün kararlarının adli sicil ve her türlü arşiv kayıtlarından silinmesi, Adalet Bakanlığı tarafından re’sen yerine getirilir. Re’sen yerine getirilmemesi durumunda bu Kanun uyarınca silinmesi istenebilecektir.
Özetle, bu Kanun ile Yüksek Adalet Divanı’nın kuruluşu ve yetkilerine ilişkin Kanun hükümleri yürürlükten kaldırılarak hükümsüz hale getirilmiştir. Hükümsüz hale gelen kararlardan kaynaklanan zararların tazminine imkân sağlanması amacıyla da yeni bir dava yolu öngörülmüştür. Henüz komisyon kurulmadığı için zararların tazminine yönelik başvuru yapılamamaktadır.
Av. Halil Yapıcı
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın