26.03.2020 tarih ve 7226 sayılı yasal düzenleme ile karşılıksız çekler ile ödeme tarihinde ödenmemiş borçların kredi kuruluşları tarafından değerlendirmeye alınmamasına ilişkin bazı değişiklikler yapılmıştır.
#1 Gelen yeni düzenleme nedir?
5834 sayılı Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanun’a eklenen “Geçici Madde 2”:
(1) Anapara ve/veya taksit ödeme tarihi 24/3/2020 tarihinden önce olup da; kullandığı nakdî ve gayrî nakdî kredilerinin anapara, faiz ve/veya ferilerine ilişkin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin, ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarına ilişkin 5411 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi hükmü uyarınca kurulan Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde tutulan kayıtları, söz konusu borçların ödenmesi geciken kısmının 31/12/2020 tarihine kadar tamamının ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde, bu kişilerle yapılan finansal işlemlerde kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar tarafından dikkate alınmaz.
(2) Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların birinci fıkra hükmü uyarınca mevcut kredileri yeniden yapılandırması veya yeni kredi kullandırması, bu kuruluşlara hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz.”
Bu bize ne söylüyor?
Anılan düzenleme ile, kredi veya kambiyo senetlerinin ödenmesinde zorluğa düşen borçlular için ödeme kolaylığı getirilmiş; geç ödemelerinden kaynaklı olumsuzlukların salgın sonrası ticari faaliyet ve işlemlerde kısıtlayıcı etkisini azaltarak ticari hayatı canlandırmak amaçlanmıştır. Kısaca, 24.03.2020 tarihinden önce vadesi geldiği halde ödenmeyen borçlar 31.12.2020 tarihine kadar ödenir veya bu tarihe kadar, yukarıda belirtilen şekilde ödenmesi için yeniden yapılandırılırsa, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde tutulan kayıtlar, bu kişiler ile yapılan finansal işlemlerde dikkate alınmayacaktır.
#2 Gelen yeni düzenleme nedir?
5941 sayılı Çek Kanunu’na eklenen “Geçici 5. madde ile yapılan değişikliklerin içinde özellikle dikkat çekici bulduklarımıza aşağıda yer verilmiştir. Ayrıntılı inceleme için maddenin tümü okunmalıdır.
- Kanun’un 5 inci maddesinde tanımlanan ve 03.2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla durdurulur.
- Hükümlü tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır.
- Üç aylık sürenin bitiminden itibaren, onda birin ödenmesinden arta kalan kısım ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ö
- Yukarıdaki koşullara uygun ödeme yapılması durumunda, mahkeme, ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verir.
- İnfazın durdurulduğu tarihten itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda biri ödenmediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir.
- Hükümlü taksitlerden birini süresi içinde ilk defa ödemediği takdirde ödemediği bu taksit, sürenin sonuna bir taksit olarak eklenir. Kalan taksitlerden birini daha ödemediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir.
- Bu madde hükümleri her bir suç için ancak bir kez uygulanabilir.”
Bu bize ne söylüyor?
24.03.2020 tarihine kadar, karşılıksız çek keşide etmekten ceza alan kişilere çek bedelini alacaklıya ödemesi için kolaylıklar sağlanarak bu suçtan mahkûm olanların ceza infaz kurumlarına girişlerini azaltmak için fırsat tanınmıştır. Çek bedellerinin yukarıda belirtilen usul ve şartlarda ödenmesi durumunda hiç ceza almamış gibi karşılıksız çek keşide etmenin tüm sonuçları ortadan kalkacaktır.
Önemle hatırlatmak isteriz, bu düzenleme sadece 24.03.2020 tarihine kadar ceza almış kişileri ilgilendirmektedir. Başka bir deyişle, henüz ceza almamış ya da hakkında, henüz yasal işlem dahi yapılmamış olan ve bedelini kısmen ya da tamamen ödemediği bir karşılıksız çeki bulunan çek keşidecilerini kapsama almamaktadır. Bu konuda daha geniş kapsamlı bir çalışmanın yapılmasını bekliyoruz.
#3 Yasal hakların kullanılmasına ilişkin süreler
26.03.2020 tarih ve 7226 sayılı yasal düzenlemenin içinde diğerlerinin yanında, bazı yasal hakların kullanılmasına ilişkin sürelerin durdurulması da yer almaktadır.
Hak sahiplerinin haklarını kullanmalarına ilişkin yasal süreler durdurulmuş; mahkeme ve icra iflas dairelerinin ivedi nitelikli olmayan yasal işlemleri 30.04.2020 tarihine kadar işleme almayacağına ilişkin düzenlemeler yapılmış; özet olarak, yargılama ve icra iflas faaliyetlerine ivedi işler dışında bir ara verilmiştir.
Düzenlemeye ilişkin kısa başlıklar şöyledir:
- Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler,
- İdari Yargılama Usulü Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar için belirlenmiş süreler ile, bunlar kapsamında hâkim tarafından tayin edilmiş süreler,
- İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler,
- Arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler,
- nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri,
- taraf ve takip işlemleri,
- yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması,
- ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durmuştur. Bu tarih Cumhurbaşkanı tarafından uzatılabilecektir.
- Bu süreler yeniden, durma süresinin sona erdiği günü izleyen gün işlemeye başlar.
- Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü izleyen günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır.
- Aşağıdaki süreler düzenlemenin kapsamı dışındadır:
- Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri,
- 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler,
- 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler
- 2004 sayılı Kanun ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlar kapsamında,
- İcra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verilir. Bu durumda satış ilanı sadece elektronik ortamda yapılır ve ilan için ücret alınmaz.
- Durma süresi içinde rızaen yapılan ödemeler kabul edilir ve taraflardan biri, diğer tarafın lehine olan işlemlerin yapılmasını talep edebilir.
- Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder.
Uyarı: Yukarıdaki bilgi ve görüşlerimiz sadece yol gösterme amaçlıdır ve yasal tavsiye alma olarak değerlendirilemez. Vona Hukuk Bürosu, doğru ve güncel içerikli bilgiyi sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir ancak, bu makalenin yayımlanmasından sonra yürürlüğe girebilecek olan yasa ve mevzuatlarda yapılan değişiklikler nedeniyle en güncel yasal gelişmeleri yansıtmayabilir. Bu nedenle, bu makaledeki hiçbir şey yasal tavsiye olarak görülmemeli ve herhangi bir karar vermeden veya bu makalede yer alan bilgilere dayanarak herhangi bir işlem yapmadan önce avukatlara danışmalısınız.
Bir cevap yazın